Baltacı Mehmet Paşa Çariçe Katerina |
Rus çarı I.Petro (Namı diğer Deli Petro) !700 yılında İstanbul antlaşması
ile Osmanlı’dan Azak kalesini almış ve yönünü Baltık bölgesine dikmiş idi.
27 Haziran 1709’da İsveç Kralı XII.Charles (Demirbaş Şarl) lı Poltova’da ağır bir yenilgiye uğrattı.
Bacağından yaralanan İsveç Kralı sınırı geçerek Osmanl’nın Bender kalesine
sığındı.
Osmanlı savaş divanı İstanbul’da toplandı alınan karar ile Rusya’ya savaş
ilan edildi ve 1711 yılında Başkomutanı Baltacı Mehmet Paşa olan 100 bin
kişilik bir Osmanlı ordusu Romanya’ya yöneldi.
Savaşa geçmeden önce Baltacı Mehmet Paşa’yı tanıyalım
Baltacı Mehmed Paşa (ölümü 30 Kasım 1721)
Bugünkü Çorum'un Osmancık ilçesinde dünyaya geldi. Genç yaşta gezmeye merak saldığı için Trablus,
Tunus ve Cezayir'e gitti. Daha sonra İstanbul'a döndü ve akrabalarından Hacı
Sefer Ağa aracılığı ile Endurun’a kabul edildi. "Baltacı" oldu. Ardından "Baltacı
Halifeliği"ne yükseldi. Sesi de güzeldi bu yüzden musikiye teşvik edildi.
"Müezzin" oldu. Oradan yazıcılığa terfi etti, 1703 Aralık ayında da
"Mirahurluk"a yükseldi. 1704 yılı Kasımında "Vezir"liğe,
hemen ardından "Kaptan-ı Derya"lığa (Deniz Kuvvetleri Komutanlığı),
21 Aralık 1704'te de "Sadrazamlığa (Başbakanlık) yükseldi.
Prut Savaşının Başlaması
Çar I. Petro, Lehistan’dan Mareşal Boris Şeremetev komutasında bir birliği Boğdan üzerine sevk etti. Bu
birlik, Türkler gelmeden önce Tuna köprülerini tutacak, Eflak ve Boğdanlıları
(Romanya) isyana kışkırtacak ,Hristiyanların ayaklanmasını
kolaylaştıracaktı. I. Petro’nun kendisi de Lehistan sınırını takviye ettikten
sonra ordusuyla harekete geçerek Prut nehri kıyılarında Çucora’da karargahını
kurmuştu.
Ruslar Osmanlı ordusundan önce Falcı geçidine geçidin çevresinin bataklık olması dolayısıyla
sol kanatlarını Tuna’ya kadar güvence altına alabileceklerini düşünmüşlerdi.
Oysa Osmanlı ordusunun öncü birlikleri çok hızlı davranarak Ruslardan önce
Falcı geçidini geçmişti. Falcı’yı geçen Osmanlı öncü birliklerini karşısında
gören Petro, geri çekilmek istemişse de Kırım Hanı Giray hanın kuvvetlerinin
geri çekiliş yolunu kapatmasıyla, Prut Nehri kenarında bulunan Novi Stanilesçe
mevkiinde kuşatıldı. Aynı günün akşamı Osmanlı ordusunun ana kuvveti de gelmiş Prut’un
karşı kıyısına geçmeyi başarmıştı.
Prut Savaşı |
Geri çekilme yolları kesilen I. Petro, 60 bin kişilik mevcudu ile savunma
düzeni aldı. Sadrazam ve Başkomutan Baltacı Mehmet Paşa da emrindeki
kuvvetlerle cepheden hücuma hazırlanıyordu. Osmanlı ordusunda bulunan İsveçli
General Spar ile İsveç elçisi General Ponyatovisky, Baltacı’ya hücum değil,
kuşatma teklifinde bulundular. Çünkü Rus ordusu aslında açlık ve susuzluk
tehlikesiyle karşı karşıya idi. Kuşatma onları kısa zamanda teslime
zorlayacaktı. Ancak işi hemen bitirmek isteyen Baltacı Mehmet Paşa taarruz emri
verdi. üç saat savaşan yeniçeriler, düşmanın çetin direnişi karşısında 7 bin
şehit vererek siperlere çekildiler.
Ancak ertesi gün nehrin öte yakasında kalan kuvvetlerin ve topların da
Osmanlı ordusunun saflarında devreye girmesiyle Rus ordusunun ilk günkü
başarısından en ufak eser kalmadı. Toplar Rus ordusuna ateş yağdırıyordu, Rus
ordusunda tam bir panik havası yaşanıyordu. Çok korkan I. Petro, “İşte şimdi Şarl’ın Poltova’da
uğradığı felaketten daha büyük bir felakete uğradım” diyordu. Moskova’ya kendisini ancak bir mucizenin
kurtarabileceğinden bahsediyor, Esir olursa hiçbir emrini dinlememelerini yazan bir mektup yazdı.
Rus ordusu, özellikle gıdasızlık yüzünden çok kötü durumda olduğu gibi,
Kırım ordusu da arkadan Prut nehrini tuttuğu için Ruslar buradan su
alamıyorlardı. Böylece, susuzluk tehlikesi de baş göstermişti. Yardım
gelmeyeceğini bilen I.Petro’nun morali son derece bozulmuş, çadırına çekilerek
hiç kimseyle görüşmemeye başlamıştı
Bu sırada devreye Çariçe Katerina devreye girerek Çar I.Petro’ya Baltacı Mehmet
Paşa’ya bir heyet göndererek bir barış antlaşması teklif etmesi yönünde
telkinde bulundu Bunun üzerine Mareşal
Boris Şeremetev tarafından Baltacı’ya mektup yazıldı. Mektubu Baltacı’nın
karargahına getiren Rus elçileri, barış karşılığı ne istenilirse çarları
tarafından kabul edileceğini söylüyordu. Ayroca Rus elçileri yanında
Katerina’nın mücevherlerini ve, ordudan topladıkları mücevherleri ve
subaylardan ödünç aldıkları yaklaşık 200 bin duka altını beraberlerinde
getirerek Baltacı’nın kethüdası Osman Ağa’ya vermişlerdi.
Gönderilen elçiler dönüp de Baltacı Mehmet Paşa’nın barış görüşmeleri için
tam yetkili birini bildirince bütün orduda bir umut belirdi.. Görüşmeleri için
Çar’ın başbakanı Şafirov Osmanlı karargahına geldi. Görüşmenin başlarında
Baltacı, Rus ordusunun tamamen teslim olmasını istediyse de Şafirov bunu ret
ederek gerekirse sonuna kadar savaşacaklarını söyledi. Sonunda, 21 Temmuz
1711’de “Prut Antlaşması” adıyla anılan antlaşma imzalandı. Anlaşmanın
maddeleri şöyle özetlenebilir:
§
Rusya geçen savaşta Osmanlı’dan aldığı Azak Kalesi’ni iade edecek,
§
Osmanlı topraklarına karadan ticaret için gelenler ve gidenler dışında
İstanbul’da Rus elçisi bulunmayacak,
§
Rusların Türk sınırında yaptığı bütün kaleler yıkılacak ve içindeki
silahlar Türklere verilecek,
§
Rusya hiçbir şekilde Lehistan’ın ve Kazakların işlerine müdahale etmeyecek,
§
Demirbaş Şarl ülkesine dönene kadar kendisini rahatsız edecek hiçbir
girişimde bulunulmayacak,
§
Anlaşma koşulları yerine getirilene kadar Başbakan Şafirov ve Mareşal
Şeremetev İstanbu’da kalacak.
Baltacı’yı Prut Antlaşması’nı
yapmaya zorlayan durum neydi ? Bu durum devamlı tartışma konusu olmuştur. Bu
tartışmaya, Baltacı-Katerina ilişkisi bir şehir efsanesi olarak girmiştir. Rus
elçinin getirdiği altın ve mücevherleri Baltacı Mehmet Paşa bir
iftiraya kurban gitmemek için bunları herkesin içinde kabul etmiş almış ve
aldıklarını dönüşünde hazineye beyan etmiştir. “Rüşvet” olayını ortaya atanlar
İsveçliler olmuştur. Çünkü İsveçliler, Çar’ın çok kötü durumda olduğunu görerek,
onun esir edilip, ordusunun dağıtılmasını istediklerinden Baltacı’nın barış
kararına karşı çıkmışlar, Baltacı barışta direnince onu “rüşvet” almakla
karalamak istemişlerdir.
Baltacı Mehmet Paşa’yı barışa zorlayan asıl neden yeniçerilere güvenememesi olmuştur. Baltacı daha birkaç gün önce yeniçerilerin
isteksizliğine, kolayca püskürtüldüğüne tanık olmuştu. Baltacı Mehmet Paşa
Zafer’in arefesinden bir hezimete düşmek istememiş idi.Gerçi Rus ordusu berbat
bir durumda idi eğer Baltacı, Rus ordusunun çok kötü durumda olduğunu,
özellikle açlık ve susuzluk halini gerçek anlamda bilse idi, belki de barış
koşulları çok daha farklı olabilirdi.
Baltacı Mehmet Paşa-Katerina Aşkı
Türk tarihinin en büyük şehir efsanelerinden biri de Baltacı Mehmet Paşa
ile Katerina arasında yaşandığı düşünülen ilişkidir
Elbette bu efsanenin hiçbir tarihi dayanağı yoktur.. Katerina’nıno savaş
sırasında yazılan günlüklerde kesinkle Rus ordugahından çıkmadığı yazılmıştır..
Ayrıca Prut Savaşı sırasında Baltacı Mehmet Paşa tam 82 yaşındadır.