9 Nisan 2018 Pazartesi

Karboğazı Baskını


Bu hikaye 44 Kuvva-i Milliye neferinin 700 kişilik Fransız taburunu esir almasının öyküsüdür.

Gülekli Hatice Hatunun Anısına...

Kavaklıhan Muharebesi

Nisan- Mayıs 1920’de Tarsus-Pozantı yolu üzerindeki Kavaklıhan’da önemli
çatışmalar oldu. Kavaklıhan savaşları daha çok keşif taarruzu şeklindedir.Bu taarruz ile düşman, Tarsus-Pozantı şosesini tutan kuvvetlerimiz hakkında bilgi edinmek ve muvaffak olduğu takdirde Pozantı’ya kadar ilerleyerek buradaki taburunu kurtarmak amacını güdüyordu. Biri Adana’dan diğeri de Tarsus’tan olmak üzere iki defa harekete geçen Fransız kuvvetleri başarı sağlayamamışlardır. Sinan Tekelioğlu komutasındaki bu çatışmalarda Fransızlar büyük kayıplar vermişlerdir.



Panzin (Kar Boğazı) Muharebesi


Fransızlar Kavaklıhan yenilgisinden sonra Tarsus- Pozantı şosesini yaramayacaklarını kesin olarak anlamışlardır.  Pozantı kuşatıldı. Pozantı’nın kuşatılmasından sonra çetin mücadeleler sergilendi.  Binbaşı Menil zor durumda kaldı. Yardım alamayacağını anlayan Menil, Pozantı’yı boşaltma kararı verdi.
    Komutan Menil Mersin’deki Fransız kuvvetlerine ulaşmak amacıyla 26 -27 Mayıs gecesi Pozantı’yı terk etti. 9 subay, 696 er, 8 yaralı er ve 8 subay, 44 Rum ve Ermeni, 37 Türk esiri ile iki rehber ile beraber Kadirhanı Şosesi, İbrahim Paşa Tabyası, Bulgur Madeni yolu ve  Çayır Gediği yolunu takip edilerek Mersin’e ulaşmak için yola çıktılar.
   

PANZIN ÇUKURU GÜLEK YAKINLARI

 27 Mayıs gecesi Bulgur Madeni yoluna ulaştılar. Sabahleyin burada birkaç aşiret çobanına rastladılar. Bunlar Panzin çukuru köyünden Hatice hatun ve Kumcu Veli idi. Fransız taburu olduğunu anladıklarında ilk önce kaçmayı düşündüler,fakat çok geçti farkedilmişler idi bunun üzerine öldürüleceklerini anlayıp vazgeçtiler.:Tabur onlara yaklaşmıştı,taburun Ermeni tercümanı Hatice hatuna yakınlarda çetelerin (Kuva-i Milliye) olup olmadığını sordu. Hatice kadın Kuvvay-ı Milliye neferi idi et, süt, yoğurt, peynir gibi yiyecek ve giyecek yardımında bulunurdu. Her şeyin farkındaydılar. Kuvâ–yi Milliye’nin vatanseverlği ruhunda yer etmişti. Yok dedi buralarda çeteler olmaz buraları güvenlidir diye devam etti.

Menil’in emriyle nereden yiyecek bulabileceklerini Hatice kadına sordular. Hatice kadın, onlara ineklerinin, keçilerinin olduğunu, istedikleri kadar yiyecek getirebileceğini, köylerinde kendilerinden başka kimsenin olmadığını anlattı.

 Fransızlar, Hatice kadının sözüne inandılar. Menil, Kumcu Veli’nin kalması şartıyla ona izin verdi.. Hatice kadın hiç durmadan, hızlı adımlarla köye döndü. Durumu Gülek Müfreze Komutanı Gülekli Kemal’e haber verdi. Gülekli Kemal yanına Aydınlı aşiretlerinden 12 kişiyi daha alarak harekete geçti. Toplam 44 kişi olmuşlardı. Kısa zaman içinde dağ yollarını takip ederek Fransız taburuna yetiştiler. Onları sessiz bir şekilde takip ettiler.
  28 Mayıs 1920 de Panzin çukurunda çatışmaya girmişlerdi. Kuşatıldıkları bu çukurdan çıkamayan Fransız komutan Menil,beraberinde 6 subay, 300 nefer, 1 doktor ve 8 başıbozuk teslim olmak zorunda kalmıştır.
 
KARBOĞAZI ZAFERİ HEYKELİ 



Binbaşı Menil tercümanı ile Panzin çukuruna gelerek hazırlanan bir evde 27/28 Mayıs 1920 gecesi uzun süren tartışmalardan sonra teslim şartları on maddede düzenlenmiş ve taraflarca imzalanmıştır.Bunlardan bazıları: 

1-Esirlerin hayatları ve üzerlerindeki silahtan başka bütün eşyalar  emniyet altında bulundurulacaktır. 
2-Esirlerin iaşeleri Türk hükümetince karşılanacaktır
3-.Subaylar hakkında Milletler Arası Hukuk’a göre muamele yapılacaktır. 
4-Binbaşı Menil’in kılıcı kendisine bırakılacaktır. 
5-Esirlerin memleketlerinden gönderilen koliler muayeneden sonra verilecektir.
6- Hasta ve yaralılar hastanelerde tedavi altına alınacaktır.

Bu anlaşma ve Teslim Adana'da Fransız genel valiliğinde şok etkisi yaptı ve günlerce bunun yalan olduğuna inandılar.Ancak 5 gün sonra Tabur Mersin'e gelemeyince ve bir Ermeni köylünün esirleri dağ yolunda yürürken gördüğünü söyleyince durum Paris'e bildirildi. 



0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.