7 Nisan 2018 Cumartesi

II.Abdülhamit ve Eğitim

    2.Abdülhamit’in otuz üç yıl kaldığı padişahlık döneminde imar yanında eğitimin yayılmasını sağlayacak bazı reformlara da başvurulmuştur. Modern eğitim, bu dönemde yerleştiğinden devlet, eğitimdeki görevinin bilincine varmıştır. Yeni okullara devletçe mali yardım sağlanması ve yeniden Darülfünun eğitim hayatına geçirilmek istenmesi eğitim konusunda yapılmak istenen atılımlardan birkaçıdır.




Eğitimin Türklerin çoğunlukta olduğu yerlere, özellikle Anadolu’ya yönelik olması eğitimdeki en  temel reformdur.Öyle ki her yıl Anadolu'da ortalama 400 ilkokul açılmıştır.Bunda en büyük amaç Devlet en uzak köşelerine kadar merkezi otoritenin gücünü bir şekilde göstermek bürokrasiyi ve resmi kurumlaşmayı yaymak idi.Yabancı ve Azınlık okulları kontrol altına alınmış Başlarına Türk öğretmenler getirimiştir.

İlk kız okulları II. Abdülhamit zamanında açılmıştır.  Abdüllatif Subhi Paşa’nın ilk defa bir kız sanat okulu açma teşebbüsünde tereddüt geçirmesi ve titizlenmesi üzerine Abdülhamit: “Sen mektebi aç, ben arkandayım.” diyerek açıktan destek vermiş ve çevresini, daima kızların okuması için ilk adımları atmaya teşvik etmiştir. 



Tahta geçtiği yıl 250 olan orta okul sayısı 1909′da 900′e, 6 olan Lise sayısı 109′a çıkmıştır. 1877′de İstanbul’da sadece 200 tane modern ilkokul varken 1905′te 9 bine çıkmıştı .

AÇTIĞI OKULLAR 



Sanayi-i Nefise Mekteb-i: 1 Ocak 1882 tarihinde Sultan II.Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur. Bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin temelidir. Sanayi-i Nefise Mektebi, Paris’te hukuk ve resim öğrenimi görmüş Osman Hamdi Bey’in, II. Abdülhamit tarafından Sanayi-i Nefise Mektebi Müdürlüğü’ne tayin edilmesiyle resmen kurulmuştur. 
Meydan Düzenleme Çalışması 


Hamidiye Ticaret Mektebi Alisi: 16 Ocak 1883 tarihinde Sultan II.Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur. Bugünkü Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin temelidir.


Aşiret Mektebleri / Mekteb-i Aşiret-i Hümayun: 21 Eylül 1892 tarihinde Sultan II.Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur. Arap ve Kürt aşiretlerinin çocuklarına Osmanlı düşüncesini ve kültürünü öğretmeyi amaçlamıştır. Okulan ilk olarak Halep, Bağdat, Suriye, Musul, Basra, Diyarbakır, Trablusgarp vilayetlerinden ve Kudüs, Bingazi ile Deir Zor sancaklarından, Aşiretlerin 12 ile 16 yaş arasından ki çocukları alınmıştır.

Mekteb-i Hukuk: 17 Haziran 1880 tarihinde Sultan II.Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur. Türkiye’nin en köklü Hukuk Fakültesidir ve bugünkü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin temelini oluşturmaktadır. 


Darülmualliminler / Öğretmen Okulları: 1874 yılında  Sultan II.Abdülhamit Han tarafından Darülmuallimin-i İdadi açıldı. 1890 yılında öğretmen okulu Sıbyan, Rüştiye, İdadi ve Âli kısımlarına ayrıldı. Âli kısım ise Fen ve Edebiyat bölümlerine ayrıldı. Bu dört kademeli okulun adı Darülmuallimin-i Âli olarak yeniden düzenlendi. İkinci meşrutiyetin ilanından sonra 1908 yılında politik nedenlerle okula yeni Öğrenciler alınmamış, öğrenciler Darülfünun edebiyatı, riyaziye, tabiyat şubelerine dağıtılmıştır.

Hendese-i Mülkiye Mektebi: 1883 yılında Sultan II.Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur. Mühendishane-i Berr-i Hümayundaki kılıçhanelerden birisi boşaltılıp Hendese-i Mülkiye öğrencilerine tahsis edilmiştir. Kuruluşunda Fransa’daki Ecole Ponts et chaussées (Köprü ve Yol Mektebi) örnek alınmıştır. Ancak daha sonra Fransız dizgesi (sistem) terk edilmiş ve Alman dizgesine geçilmiştir. Hendese-i Mülkiye önceleri askeriyeye bağlıydı, fakat daha sonra askeriyeden ayrılıp Bayındırlık Bakanlığına bağlanmıştır. Adı da Mühendis Mektebi olarak değiştirilmiştir (1909). Bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi'nin temelidir. 
Tüp Geçiş Projesi

II.Abdülhamit Han'nın Latin Alfabesine Geçme Fikri.

Şimdi gelelim Asıl konuya Sultan Abdülhamit aslında çok önemli bir Reform hatta devrim yapmayı düşünüyordu LATİN alfabesine geçmeyi bu bizzat kendisince yazılmış gerçek bir olaydır.Tahttan indirildikten sonra kendi kalemiyle hayatını ve saltanat makamındaki siyasi olayları kaleme almış ve bizzat Abdülhamit Han tarafından katip Ali Vehbi Bey’e Fransızcası tercüme ettirilerek yayınlatmıştır. 


Latin Harflerinin kullanılması ile ilgili en net ve dikkate değer yorum Abdülhamit Tarafından ortaya koyulmuştur.Abdülhamit Han, bizzat kendisinin kaleme aldığı ve ifade ettiği üzere Latin Harflerinin kullanılmasında yarar görmüş, nasıl uygulanabileceği konusunda fikir alışverişlerinde bulunarak danışmanları ve hükümet üyeleri ile istişare etmiştir.

Abdülhamit Han, Saltanat makamından indirildikten sonra kaleme aldığı “Siyasi Hatıralarım” kitabında naklettiği bilgilerde Latin Harflerine geçilmesi yönündeki düşüncelerini şöyle açıklamıştır ;

“Yazımızı öğrenmek pek kolay değildir. Bu işi halkımıza kolaylaştırmak için belki de Latin Alfabesini kabul etmek yerinde olur. “ (Siyasi Hatıralarım, Sayfa 192)


Abdülhamit Han’ın bizzat kaleme aldığı hatıralarında bahsettiği gibi Latin Harflerinin kullanılması, Osmanlı Türkçesinin halk nezdinde yaygınlaşması için faydalı görülmüş, bu konuda verilecek kararın yerinde olduğu kanaati belirtilmiştir.

Abdülhamit Han’ın Latin Harflerinin kullanılması yönündeki düşüncesi gerçekleşememişti. Zira zaten saltanatının son döneminde olması ve içerde ki muhalif kanatın iyiden iyiye Sultan'a baskı yapması sonucu bu devrim niteliğinde düşünce hayata geçirilememişti.





Kaynakça :İnternet açık kaynaklar , Abdülhamit Han Siyasi Hatıralarım.




0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.